Kişisel Blog
Sürdürülebilir Şehirler Su Yönetimi Uygulamalarında Hangi Adımları Atıyor?

Sürdürülebilir Şehirler Su Yönetimi Uygulamalarında Hangi Adımları Atıyor?

Şehirleşme oranı her geçen gün artarken suya olan ihtiyacımız da daha hızlı şekilde artış gösteriyor. Bu da daha kısıtlı alanlar için daha çok su talebi anlamına geliyor. Oysa Dünya’daki tatlı su kaynakları oldukça az ve buna rağmen kontrolsüzce harcıyoruz. Bu nedenle de özellikle şehirlerde sürdürülebilir su yönetimi uygulamalarına mutlaka dikkat etmek gerekiyor. Çünkü arzın az, talebin ise fazla olduğu su konusunda artık hata yapma lüksümüzün kalmadığını düşünenler arasındayım. Bu nedenle önce genel su yönetimi uygulamalarına göz atmakta fayda var.
 
Sürdürülebilir şehirler için su yönetimi denildiğinde akla gelen ilk uygulamalardan biri hiç kuşkusuz yağmur suyuna yönelik olmalı. Yağmur suyu hasat sistemleri sayesinde yağmur suyunu toplayıp depolamak, kirlerinden tamamen arındırmak ve günlük kullanıma sunmak mümkün olur. Bahçe sulamaktan hane halkı kullanımına kadar hemen her alanda faydalanılabilen yağmur suyu hasadı için de şehirlerin hem altyapı hem de çatı toplama sistemleri ile donatılması gerekir.
 
Ayrıca akıllı sulama teknolojileri ve gri su geri dönüşüm sistemleri de sürdürülebilir şehirlerin su yönetimi için olmazsa olmaz uygulamalar arasında. Mutfak, banyo ve çamaşır ihtiyaçları için kullanılan suların içilebilir amaçlar dışında tekrar kullanılabilmesini sağlayan gri su geri dönüşüm sistemleri ile su kaynaklarının korunması sağlanır.
 
Akıllı sulama teknolojisi ise sensörlerden ve otomasyon teknolojilerinden faydalanarak hem toprağın en verimli şekilde sulanmasını sağlar hem de su kaynaklarının aşırı tüketiminin önüne geçer. Bu da şehirlerdeki yeşil alanlar için harcanan su miktarını önemli oranda düşürür. Ayrıca “xeriscaping” yani sulama ihtiyacını oldukça azaltan peyzaj uygulamaları da şehirlerde su tüketimini azaltmaya yardımcı olur. Kuraklığa dayanıklı, az su ihtiyacı olan bitkilerle yapılan kentsel bahçe tasarımları yeşil alanların hem yaygın hem de az kaynak tüketen alanlar olmasına katkı sağlar.
 
Bu uygulamalar, kentsel su yönetimi için geliştirilen gene yenilikçi uygulamalar olarak birçok farklı şehirde görülebiliyor. Ancak bir de sürdürülebilir şehirler listesinde yer alan şehirlere göz atmakta fayda olduğuna inanıyorum.
 
Sürdürülebilir Şehirlerden Su Yönetimi Uygulamaları
 
Uzun yıllardır sürdürülebilir şehircilik denildiğinde akıllara gelen ilk isimlerden olan Kopenhag, su yönetimi uygulamalarıyla da dikkat çekiyor. Yağmur suyu hasadı, su tasarruflu armatür ve cihazların kullanımının yaygınlaştırılması ve atık su arıtma yatırımları ile dikkat çeken şehirde başarılı su yönetimi uygulamaları sayesinde su kaybı oranı %10’un çok altına düşürülmüş durumda.
 
Göz atılması gereken bir diğer bölge ise tabii ki Singapur. Aslında Singapur’da atık su geri dönüşümü konusuna daha önce değinmiştim. Dünyanın en başarılı kentsel atık su geri dönüşüm sistemlerinden birine sahip olan Singapur, kısıtlı su kaynakları olmasına rağmen büyük bir başarıya imza atıyor. Buna ek olarak deniz suyunu tuzdan arındırma ve yağmur suyu toplama gibi uygulamalarla da su yönetimini başarıyla sürdürüyor.
 
Dünya’nın bizim için öteki ucu olan Melbourne ise bambaşka bir coğrafyaya sahip olmasına rağmen su yönetimine gereken önemi gösteriyor. Örneğin yeni yerleşim alanlarında yağmur suyu tankı bulunması zorunlu tutuluyor. Böylece bahçe, sifon, yıkama gibi ihtiyaçlar için toplanan bu yağmur sularının kullanılması mümkün kılınıyor. Ayrıca musluklardan cihazlara kadar su verimliliği etiketlemesi de zorunlu tutulan uygulamalar arasında yer alıyor ve su verimli ürünlerin kullanılması teşvik ediliyor. Yani şehir hem yeni su kaynakları oluşturmaya hem de var olan kaynakları tasarruflu harcamaya özen gösteriyor.
 
Dünyanın diğer köşesi olan Vancouver için de su yönetiminde en başarılı şehirlerden biri demek mümkün. Su tasarruflu peyzaj, su havzalarını korunması, yağmur suyu toplama sistemi, yeşil çatılar, toplumsal eğitimler gibi önemli uygulamalara ek olarak şehirde su fiyatlandırma politikası da caydırıcı nitelik taşıyor. Kademeli fiyatlandırma politikası ile belli bir oranın üzerinde su tüketenlere yüksek meblağlarda faturalar gönderiliyor. Böylece hanelerin daha az su kullanması teşvik ediliyor.
 
Benzer şekilde Tokyo, Berlin, Amsterdam, Stockholm, Cape Town, Barselona gibi şehirlerde de atık su arıtma sistemleri mükemmel başarıları ile öne çıkıyor. Öyle ki neredeyse atık suların tamamı geri dönüşüm ile tekrar kullanılabilir seviyeye getiriliyor. Ayrıca çift boru sistemiyle de atık sularla yağmur sularının karışması önleniyor ve yağmur suyu hasadı için yenilikçi uygulamalar değerlendiriliyor.
 
Tüm bu sürdürülebilir şehirlerdeki su yönetiminin ortak noktaları ise var olan kaynakları temiz tutmak, tüketimi azaltmak ve yeni kaynaklar oluşturmak olarak özetlenebilir. Su havzalarının kirletilmesini önleyecek politikalar, su kaybını minimuma indirecek altyapı yenilemeleri, yağmur suyunu depolayacak sistemler, atık suları geri dönüştürecek arıtma tesisleri ve çok daha fazlası ile ciddi atımlar atıldığı söylenebilir. Asıl önemli nokta ise bu adımların bizim gibi su stresi yaşayan ülkeler başta olmak üzere tüm dünyaya yayılmasını sağlamak.