Geride bıraktığımız her yıl, insanlık tarihinin ölçülen en sıcak yılı olarak rekorlar kırmaya devam ediyor. Yani Dünya hızla ısınıyor ve git gide daha zor yaşanılabilir bir yer haline geliyor. Bunun temel sebebi ise küresel iklim krizi. Bu krizi ise karbon salımı tetikliyor ve geri dönülemez noktaya doğru adım adım ilerlemesine sebep oluyor. Bu nedenle insanlığın geleceği için küresel iklim krizine karşı daha sıkı tedbirlerle mücadele etmemiz şart. Çünkü günbegün etkilerini gördüğümüz üzere aşırı sıcak hava, ekstrem doğa olayları, gıda ve su kıtlığı, doğal kaynakların tükenmesi gibi somut sonuçlar varlığımızı tehdit ediyor.
İstatistiklere göre karbon salımının en önemli kaynaklarından biri - yaklaşık yarısı - inşaat endüstrisi ve var olan binalar. Betonun kendisi başta olmak üzere inşaat malzemelerinin üretimi, lojistiği ve yapıların kullanımı ile oluşan karbon salımına karşı son yıllarda karbon nötr ürünlere ve yapı süreçlerine yönelik çeşitli çalışmalar mevcut. Bu çalışmaların varmak istediği nokta ise inşaat sektörünü karbon salımı yapmayacak ya da en düşük seviyede yapacak konuma getirmek. Bu sayede de küresel iklim krizinin daha da güçlenmesini önlemek.
Ancak bu çalışmalarla birlikte son dönemde ortaya çıkan karbon negatif kavramı da oldukça değerli. Çünkü yapı sektöründe kullanılan haliyle karbon negatif mimari; yapıların yalnızca mümkün olan en az karbon üretmesi değil, atmosferdeki karbonu ortadan kaldıran mimari çalışmaları ifade ediyor. Yani bu yenilikçi yaklaşım ile çevreye zarar veren yapılar ve yapı malzemeleri üretmek yerine verilen zararı azaltmaya ve uzun vadede ortadan kaldırmaya yarayan malzemelerle yapılar inşa etmek hedefleniyor.
Bir binanın inşaat, kullanım ve ömrü dolduğunda yıkım süreçlerinin tamamını kapsayan bu yaklaşım ile atmosfere karbon salımı yapmak yerine geçmişte salınan karbonun emilmesi üzerine çalışmalar yapılıyor, ürünler ve projeler geliştiriliyor. Yani iklim kriziyle mücadelede etkili bir enstrüman olmayı vadediyor.
Karbon negatif mimari özellikleri de bu doğrultuda kendini gösteriyor. Sürdürülebilirliği ve verimliliği merkeze alan. Bu yaklaşımda enerji, su ve diğer kaynakların en verimli şekilde kullanılabilmesi amaçlanıyor. Bunun için de güneş ve rüzgar enerjisi başta olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarının etkin biçimde kullanımı gerekiyor. Böylece karbon salımını artıran fosil kaynaklardan tamamen uzaklaşan yapılar inşa edilerek ilk adım atılıyor. Ayrıca enerjinin verimli kullanımı için de güçlü yalıtım malzemeleri ile daha az enerji kullanılarak ideal sıcaklığın elde edilmesi hedefleniyor.
Buna ek olarak etkin atık yönetimi uygulamaları olmazsa olmaz özellikler arasında. Yapılarda oluşan tüm atıkların en doğru şekilde geri dönüşüme ve tekrar kullanıma kazandırılması için etkin sistemlerin aktif olarak çalışması gerekiyor. Atıklardan elde edilen tüm kaynakların da yine yapılarda ya da en uygun alanlarda yeniden kullanımının standart halini alması hedefleniyor.
Karbon Negatif Yapı Malzemeleri Her Geçen Gün Gelişiyor
Tüm bunlarla birlikte karbon negatif mimarinin en önemli enstrümanı hiç kuşkusuz sürdürülebilir ve karbon emici yapı malzemeleri kullanmak. Bu karbon negatif yapı malzemeleri de son yıllarda artan çalışmalarla birlikte büyük bir çeşitlilik kazanmaya başladı. Aslında bu malzemelerin başında, neredeyse insanlık tarihi kadar eski bir yapı malzemesi olan ahşap geliyor.
Yapılarda ahşap kullanımının son yüzyıldaki azalışının önüne geçerek doğanın bize verdiği bu armağanı yine doğayı korumak için kullanabiliriz. Klasik beton ve metal malzemeden farklı olarak atmosferden karbondioksit emip depolayabilen ahşap malzemeler ile inşa edilecek yapılar, küresel iklim değişikliğine karşı etkili araçlar olarak mutlaka değerlendirilmeli.
Benzer şekilde doğadan elde edilen kenevirden üretilen betonlar da karbon negatif inşaat malzemeleri arasında yer alır. Karbon liflerinin güçlü tutucu özelliğiyle üretilen kenevir betonunun kullanımını yaygınlaştırmak, bu yaklaşımın amaçları arasındadır. Çünkü kenevir, klasik bir ormandan iki kat daha fazla karbon emme özelliğine sahiptir. Böylece atmosferden çok daha fazla karbondioksit emip depolamak mümkün olur.
Kenevir beton dışında modern yöntemlerle üretilen karbon emme özelliğine sahip yeşil beton, geleneksel tuğlalarda uçucu kül kullanılarak üretilen düşük karbonlu tuğla, geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen yeşil fayans ve tabii ki geri dönüştürülmüş metaller de karbon negatif yapı malzemeleri arasında yer alır.
Bu malzemelere ek olarak bir yapıyı karbon negatif mimari özelliklerine uygun şekilde inşa etmek için karbon negatif cepheler de olmazsa olmaz. Karbon emici boyalar, şeffaf panellere yerleştirilen fotosentetik mikroorganizmalar ve algler, yeni nesil beton ve güçlendirilmiş keresteden üretilen kompozitler sayesinde yapılar, atmosfere karbon salmak yerine atmosferdeki karbonu emip hapsederek iklim krizi ile mücadele edebilir. Ayrıca yapıların dış yüzeylerine doğrudan hava yakalama teknolojileri entegre edilerek de bu mimari yaklaşım güçlendirilebilir.
Her ne kadar bu uygulamalar şimdilik ilk maliyet konusunda çok ucuz olmasa da karbon negatif mimarinin avantajları göz önünde bulundurulduğunda daha geniş bir perspektiften düşünüp harekete geçmek, insanlığın geleceği için kaçınılmaz. Ayrıca bu alanda yapılacak çalışmalar arttıkça da karbon negatif mimarinin dezavantajları arasında yer alan malzeme çeşitliliği koşundaki kısıtlamalar da hızla giderilecek ve daha güçlü seçenekler ortaya çıkacaktır.